×

Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar 2023 Yılı Raporu Bölüm-2



Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar 2023 Yılı Raporu
Bölüm-2



İstanbul Şubesi 

 
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, 1954 yılında Anayasanın 135. maddesinde tanımlanan 7303 sayılı yasa ile kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı bir meslek kuruluşudur.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, çalışmalarını kamu yararı gözeterek sürdürmektedir. Kimya Mühendisliği, Biyomühendislik, Polimer Mühendisliği, Biyoproses Mühendisliği, Genetik ve Biyomühendislik, Kimya ve Süreç Mühendisliği, Kimya ve Biyoloji Mühendisliği mesleklerinin ülke, toplum ve üyelerinin üyelerinin yararları doğrultusunda uygulanması ve geliştirilmesini amaçlar.

Kuruluş amaçlarımızdan biri de meslek alanlarımızdan yola çıkarak, halk sağlığı, çevre sağlığının korunmasına yönelik çalışmalar yapmaktır. Bu amaçla çeşitli konularda, kamuoyunu bilgilendirici açıklamalar ve incelemeler yapmakta, raporlar ve broşürler yayınlamaktadır. Bu amaçla 2017 yılında TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak ülkemizde her yıl gerçekleşen Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar Raporu yayınlamaya başlamıştır. 2023 yılı ile birlikte altıncı sayısını çıkardığımız Endüstriyel Yangın ve Patlama Raporu bu konuda yapılan en kapsamlı çalışma özelliğini taşımaktadır.

Basından, kamu ve özel kurumlardan edinilen veriler ile hazırlanan raporumuz gerçek hayatta olan olaylara ışık tutmakta, yaşanan kazaların bir daha tekrar etmemesi için öneriler içermektedir. Sektör paydaşlarımıza, Oda örgütlülüğümüze ve kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi


5.SONUÇ 
 
Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak mesleğimizin getirdiği bilgi ve tecrübe ile yangın ve patlamalar konusunda söz söyleme ihtiyacı duymaktayız. 2023 yılında meydana gelen yangın ve patlamalar şehir, firma, kayıp, fabrika türü, sektör, oluş biçimleri kategorilerinde incelenmiş ve sonuçlar Ek’te detaylı olarak paylaşılmıştır. Ekteki tabloda görüleceği üzere kazaların oluş sebeplerine ve firma isimlerine dair medyada bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu sebeple oluş sebepleri ve firma büyüklüğüne dair yeterli yorum yapılamamaktadır.

Rapor araştırması yapılırken yangın ve patlama tespit edilen 529 firmadan sadece 135’inin yani %25,5'inin isimleri öğrenilebilmiştir. Firma isimlerinin basına yansıtılmaması akıllarda çeşitli soru işaretleri yaratmaktadır. Firma isimlerinin ticari kimliğe zarar vermesi düşüncesiyle yapılan bu davranış, firmaların konuyla ilgili önlemleri yerine getirmesinde bir engel taşıyabilmektedir.

Başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehirde yangın ve patlamaların önemli bir kısmının artık yaşam alanlarının yanı başında hatta içinde kalan tesislerde gerçekleştiği görülmektedir. Bu durum plansız yerleşim ve sanayileşmenin bu kentlerde yaşayan insanlar için çok önemli bir risk olduğunu ortaya koymaktadır. En yakın örnek olarak etkilerini hala yaşadığımız 6 Şubat 2023 tarihinde Maraş merkezli 7.6 şiddetindeki depremden sonra İskenderun Limanı’nda çıkan ve günlerce söndürülemeyen yangın da ortaya koymuştur. Olası Marmara depremine ilişkin bölgedeki tehlike yaratabilecek olan sanayi tesislerinin sıklığı da düşünüldüğünde, deprem sonrası endüstriyel yangın ve patlamalar dahil tüm kimyasal tehlikelerin önlenmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

2023 yılında meydana gelen 529 yangın ve patlamadan 78’inin Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB), 16’sının ise OSB’ler haricindeki sanayi sitesi vb. sanayi bölgelerinde olduğu tespit edilmiştir. Endüstriyel yangın ve patlamaların çok önemli bir bölümünün sanayinin toplandığı yerlerde olmadığı ve kent ve çevreyi tehdit ettiği görülmektedir.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak daha önceki açıklamalarımızda da söylediğimiz üzere riskli üretim tesisleri Organize Sanayi Bölgeleri’nde toplanmalı ve yaşam alanlarında risk oluşturmamalıdır. Özellikle kimya sektörüne ait tesislerinin Organize Sanayi Bölgeleri’nde toplanması gerekmektedir. OSB’ler kurulurken bölgenin halk ve çevre sağlığı açısından, ekolojik ve lojistik olarak bu yükü kaldırıp kaldırmayacağı meslek örgütlerinin, bölge halkının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak karar verilmeli, OSB’ler etkin bir şekilde yetkili merciler tarafından denetlenmelidir.

Basından görülebildiği kadarıyla oluş şekli itibariyle birçok yangın ve patlama elektrik tesisatındaki sorunlar, kapalı ve sınırlandırılmış alanlardaki çalışmalardaki uygunsuzluklar, malzemenin veya ekipmanın aşırı ısınması, yanıcı gaz ve sıvıların uygun şekilde depolanmaması, kaynak vb. açık alevle yapılan işlerde kurallara uyulmaması ve periyodik bakımların yapılmaması gibi önlenebilir sebeplerle meydana
gelmektedir.

Endüstriyel yangınlarda, çalışanlar Acil Durum Planlarına göre hareket etmeli, hızlı bir şekilde toplanma noktasına gitmelidir. İçeride mahsur kalanlar, itfaiye ve eğitimli ekipler tarafından kurtarılmalıdır. Yapıdaki yangın diğer yanıcı malzemelere sıçrayıp çok hızlı büyüyebilir, patlama yaşanabilir ve yanıcı malzemelere bağlı olmakla birlikte boğucu ve zehirleyici özellik gösterebilir. Bu sebeple yangına müdahale eden itfaiye ve iş yerinin yangınla mücadele ekibi dahi yangına önce kendi güvenliklerini sağlayarak müdahale etmelidirler.

Yangın ve patlamaların önüne geçebilmek adına kamuoyuna konu ile ilgili önerilerimizi tekrar etmek isteriz.

1. 2023 yılında küçük/büyük birçok tesiste yangın ve patlamaların yaşandığı, en az 22 kişinin hayatını kaybettiği, yine en az 152 kişinin yaralandığı görülmektedir. Tesis büyüklüğü ayırt etmeden, gereken bütün önlemlerin alınması yasal bir zorunluluktur.

2. 30 Nisan 2013 tarihli, 28633 sayılı Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik gereğince işletmeler, patlamadan korunma dokümanı hazırlamalı, burada belirtilen kritik noktalara göre aksiyonlar almalıdır. Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı patlamadan korunma dokümanı hazırlaması gereken firmaların listesini çıkararak hazırlamayanlara yaptırım uygulamalıdır.

3. Tesislerde yaşanan yangın/patlamalar yalnızca tesis için bir risk unsuru değildir. Çevresindeki yapılar için de benzer riskler söz konusudur. Yangın/patlamanın etkisi ile çevredeki yapılar zarar görmekte ve can kaybı ya da maddi kayıplar yaşanmaktadır. Mevcut tesislerde komşu yapılarıyla aralarına set oluşturabilecek şekilde güvenlik önlemi alınması bir zorunluluktur. OSB’lerin ve fabrikaların kurulumunda yerleşim alanlarına yönelik riskler dikkate alınmalı, hali hazırda çalışan tesislerden de yerleri uygun olmayanlar tespit edilerek yerlerinin değiştirilmesi için çalışmalar başlatılmalıdır. Yer seçimi, risklerin belirlenmesi, denetim ve eğitim konularında KMO daha önce defalarca açıkladığı gibi bilgi birikimini kamu yararına sunmaya her zaman hazırdır.

4. Kimyasal madde üreten ve kullanan işletmelerde, 15.02.1954 tarih ve 6269 sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanuna uygun olarak "Sorumlu Müdür" bulundurulması zorunludur. Artık işverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda yazanları hayata geçirmeleri gerekmektedir.

5. Yapılan araştırmalar esnasında, şirketlerin prestij kaybı yaşamaması için isimlerinin çok fazla basına yansıtılmadığı görülmektedir. Bu durumun, ülkemizdeki şirketler için ticari bir kazanım olduğu düşünülebilir. Ancak prestij kaybı yaşanmaması, diğer firmaların da gerekli önlemleri almadan daha tehlikeli şekilde çalışmaya devam etmesine neden olmaktadır. Firma isimlerinin kamuoyu ile paylaşılması kamuoyunun bilgi alma hakkı açısından gereklidir.

6. Büyük veya küçük ölçekli tüm endüstriyel kazaların takibi merkezi bir şekilde yapılarak, kazaların kök sebeplerini ortaya koyan raporlar, yangın ve patlamalar, uzman bilirkişiler tarafından hazırlanmalı, bu raporlar şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu sürece Kimya Mühendisleri Odası dahil edilmelidir. Raporlar sonucunda sorumluluğu ortaya çıkan kişi ve kurumların etkin bir şekilde yargılanarak cezalandırılması sağlanmalı, maddi cezalar caydırıcı nitelikte olmalıdır.

7. Özellikle büyük kentlerde birçok fabrika ve atölye, yerleşim yerleri içinde kalmıştır. Birçok sınai işletmenin plansızca kent içinde kalması, böyle kazaların daha fazla insanı etkilenmesi ve daha fazla can kaybına yol açması anlamına gelmektedir.

8. Tehlikeli kimyasalların bulunduğu iş yerlerine yönelik bir risk haritası hazırlanmalıdır. Bu çalışmalar yerel yönetimlerin, bakanlıkların, başta Kimya Mühendisleri Odası olmak üzere ilgili örgütlerin ve bu risklere yakın yerlerde yaşayan halkın etkin katılımıyla gerçekleştirilmelidir. Bu çalışma kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

9. Elektrik yangınları, ortaya çıkan yangınların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Elektrik tesisatlarının doğru montaj, periyodik bakım ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, elektrikli çalışmalarda iş güvenliği kurallarının uygun hareket edilmesi gibi hususlara önem verilmelidir. Elektrik kaynaklarının haricinde statik elektrik kaynaklarının da patlamadan korunma dökümanına uygun olarak kontrol altına alınması özellikle patlamaların önlenmesi için kritik önemdedir.

10. Tehlikeli kimyasal kullanan iş yerlerinin ruhsatlandırma sürecine yerel yönetimler, itfaiye ve devlet kurumlarıyla beraber Kimya Mühendisleri Odası da dahil edilmeli, kullanılacak kimyasalların envanterinin tutulması, güvenli kullanım koşullarının sorgulanması gibi konulara denetimlerde daha fazla önem verilmelidir.

11. ABD’de faaliyette olan “Chemical Safety and Hazard Investigation Board (CSB)” ve bazı ülkelerde de benzeri örnekleri bulunan özerk bir "Kimyasal Kazaları Araştırma Kurumu" ülkemizde de kurulmalıdır. Bu kurum, ülkemizde gerçekleşen kimyasallardan kaynaklı büyük kazaları araştırarak kazaların kök nedenlerini ve alınmış olması gereken önlemleri tespit etmelidir. Kurum, yaptığı tüm araştırma ve tespitleri kamuyla paylaşmalı, böylece kimya endüstrisinin daha güvenli olmasına katkı sağlamalıdır.

12. Kimyasal madde kazalarında müdahale yöntemini belirleyen karar üretme süreçlerinin bilgi temelli hale dönüştürülmesi ve coğrafi bilgi sistemlerinin bu açıdan geliştirilmesi gerekmektedir.

13. Tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürününe kadar oluşum aşamalarında meydana gelecek her türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra olası kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacak olması nedeniyle il ve bölge bazında "Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkarılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

14. Kamu denetiminden sorumlu birimler ve yerel yönetimlerin ilgili müdürlükleri kimya mühendisi istihdam etmeli ve mevcut kimya mühendisi sayısını artırmalılardır.

15. Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, ertelenemeyecek bir duruma gelmiştir. Önemli bir bölümü deprem bölgesinde bulunan ülkemizde, yaşanacak büyük bir depremde tehlikeli kimyasallar, doğalgaz ve LPG tesislerinde yaşanabilecek bir kaza, depremin zararını arttıracak hatta çok daha büyük zarar verebilme potansiyeli taşıyacaktır. Bu sebeple depreme hazırlık master planlarının sürekli güncel tutulması ve bölgesel bir eylem planı hazırlanması önem taşımaktadır. Şimdiye dek yapılan çalışmaların derlenmesi, kamuoyuyla paylaşılması ve eksiklerinin tamamlanması için vakit kaybına tahammül kalmamıştır. Bu konuda gerek Kimya Mühendisleri Odası’nın gerekse de yurt içi-yurt dışı pek çok kurumun yeterli birikimi ve çalışması vardır. Kimya Mühendisleri Odası bu konuda görev almaya taliptir ve bu rapor aracılığıyla bir kez daha vurgulamaktadır.

16. Sigorta sektörünün bu rapordaki veriler ışığında projeksiyon yapması pek çok riski azaltıcı bir etki oluşturacaktır. Kimya Mühendisleri Odası olarak sigorta sektörü ile ortak çalışmalar geliştirilmesinin önemli olduğunu düşünmekteyiz. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu rapor serimize sigorta firmalarının ve sektörel kurumların daha fazla veri sağlamalarını umuyoruz.

17. Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik gereği büyük endüstriyel kazaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirilmesi gerekmektedir. Bakanlığın bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kaç kaza bildirimi yapıldığını ve bu kazaların içeriklerini kamuoyu ile paylaşmasının endüstriyel yangın ve patlamaların önlenmesi konusunda faydalı olacağını belirtiriz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi

 

 
EK: ENDÜSTRİYEL YANGIN VE PATLAMA VERİLERİ




































Kaynak: Bu  önemli  raporu hazırlayan ve Elektrik Tesisat Portalımızda  yayınlanmasına izin veren TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul şubemize  teşekkür ederiz.
 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt