×

Çalışanlar Neden Ayrılmak İster?


Çalışanlar Neden Ayrılmak İster?

Levent Taşkın
 
Bir çalışanın yapılması gerekenler dışında hiçbir şey yapmaması, fazla çaba harcamadan günlük işleri yapmaya çalışması, isteksiz çalışması ve daha az sorumluluk alması işverene veya yöneticisine bir mesaj verme şeklidir. Haksızlığa uğradığının veya iş yerinde huzursuz olduğunun mesajını vermek için bir direniş başlattığını işindeki performansı düşürerek gösterir. 

Çalışandaki bu sessiz direnişin başlıca nedenleri diğer iş arkadaşlarından daha az zam alması, şeffaf bir performans değerlendirme sisteminin olmaması, adil ve saygılı davranılmaması, şirkete karşı güven kaybı, yöneticisinin kötü tutum ve davranışları, dinlenilmemesi, kariyer fırsatı görememesi, gelişimi için kaynak ve fırsat bulamaması, bazı etkinliklere veya toplantılara davet edilmemesi, fikirlerine önem verilmemesi, geri bildirim alınıp verilmemesi, terfi alamaması gibi birçok neden olabilir. Aslında bu sayılan nedenlerin özünde çalışanın iş yerinde görmezden gelinmesi, çalışanın dikkate alınmaması ve çalışanın önemsememesi yatar. Çalışan kendisini işyerinin günlük rutinindeki süreçlerde yok sayılmış farz etmektedir. Çalışan kendisini değersiz hissetmektedir ve geleceği için bir hedefi veya umudu kalmamıştır. 

Bu süreçleri yaşatan yönetici çalışanlarıyla iletişimi neredeyse keser. Çalışanın e-postalarına yanıt vermez, mesajlarını cevapsız bırakır, telefonunu açmaz. Kısacası yönetici, çalışana seninle görüşmek ve iletişim kurmak istemiyorum der. Çalışanını önemli toplantılara veya bölüm toplantılarına davet etmez. Performans değerlendirmelerinde herhangi bir ölçüm olmadan, bir veriye dayandırmadan diğerlerine göre düşük zam verir. Nedeni hakkında açıklama yapma gereği duymaz. Performansını beğenmedim diyerek prim veya ek hakları adil biçimde dağıtmaz. Yönetici bunun dışında çalışanı geliştiren, çalışanın sorumluluk alabileceği veya yetkinliğini geliştirebileceği görevler vermez. Tam tersine sıkıcı, problemli veya kimsenin istemediği önemsiz işleri vererek çalışanı bunaltmayı seçer. Yönetici çalışanı sürekli eleştirir ve yaptığı her işte hata arar. Bunu gören çalışan şirketteki varlığının anlamını sorgulamaya başlar.
 

 
Bu şekilde kendisinin önemsenmediği gören çalışandaki tükenmişlik sendromu aldığı ücretin veya kazandığı paranın önüne geçmeye başlar. Çalıştığımız şirkette bireysel çalışmalarınızın, yaptığınız işlerin takdir edilmemesi veya takdir edilecek işlerin başkalarına verilmesi çalışanın motivasyonunu iyice düşürür. Ayrıca kendinizi hazır hissettiğiniz bir üst göreve hiçbir çabanız veya isteğiniz dikkate alınmadan kapalı kapılar ardında yetkinliği bu görevle örtüşmeyen başka birisinin alındığını görüyorsunuz. Ya da hiçbir zaman şirkette kariyeriniz için bir gelecek görmüyor ve size kariyer fırsatı sunulacak bir fırsatın oluşmayacağını hissediyorsanız enerjiniz iyice azalıyor. Enerjiniz düştükçe tükenmişlik sendromunuz artık ayaklarınızın işe giderken geri geri gitmesine neden olmaya başlıyor.

Bu aşamada artık kendinize şu tür sorular sormaya başlıyorsunuz:

•  İşteyken yaptığınız iş hakkında tatmin olamıyorum, ne kadar daha bu işe dayanabilirim? 

• İş yerindeki toksik ortam, haksızlık ve adaletsizlere rağmen neden halen burada çalışıyorum? 

• Yetenek ve becerilerimi kullanamıyorsam ve üzerine yeni bir şeyler öğrenme fırsatı da verilmiyorsa neden daha fazla zaman kaybediyorum? 

•  İş yerindeki umursamaz, kötü tutum ve davranışlara daha fazla ne kadar dayanabilirim? 

•  İçinde bulunduğum tükenmişlik sendromu sevdiklerimle ilişkilerimi olumsuz etkiliyor mu, uykularımı kaçırıyor mu ve en önemlisi sağlığıma olumsuz etkide bulunuyor mu? 

Bu soruları sorarken aynı zamanda sizin enerjinizi düşüren ve ruhsal sağlığınızı bozan aşağıdaki konuların düzelip düzelmeyeceği konusunda tekrar analiz yaparsınız:

•  Yöneticim ile anlaşamama ve bana sergilediği kötü tutumun değişme şansı var mı? Ben neyi değiştirirsem bu konuda bir değişim olabilir? Olasılığı nedir?

•   Şirketteki şeffaflık, adil davranış, performans yönetimi ve katılımcılık fırsatı olumlu yönde değişir mi?

•   Kariyer fırsatı, kariyer planı, gelişim imkânları konusunda yeni bir yapılanma gerçekleşir mi?

•  Bir çalışan olarak fikirlerime değer verilecek, dinlenilecek, geri bildirim yapılabilecek, önemsenecek miyim? Bunun için yöneticim hazır mı?

Son olarak bu sorunların kısa sürede değişmeyeceğini ve şirket kültürünün bunu değiştirmeye uygun olmadığını düşündüğünüzde sizin için artık o şirketten ayrılma fikri oluşmuştur. 

Çalışanların mutsuzluğunu ve huzursuzluğunu, ancak onların sizin için ne kadar değerli ve önemli olduğunu kendilerine hissettirdiğinizde giderebilirsiniz.

Çalışanların işten ayrılması bir şirket için önemli bir sorundur. Çünkü şirketlerde işi insanlar yapar, ayrılma kararları o insanları çalıştırmakta bir sorununuz olduğunu gösterir. Çalışanların işten ayrılma oranlarının yüksek olması şirketin imajının ve güvenilirliğinin zayıf olması demektir. Ayrıca yetişmiş elemanın kaybı müşterilere uzanan hizmetin kalitesini de olumsuz etkiler. Bununla birlikte değişen personelin şirkete masrafı daha fazladır. Hem yerine yenisini koyma ve yetiştirme maliyeti, hem de müşterilere sunulan hizmetlerdeki değişkenliğin getirdiği memnuniyetsizliğin maliyeti çok daha fazladır.

Bunun aksine eğer şirkete bağlı çalışanlara sahipseniz; şirkete bağlı çalışanlar, şirkete %22 daha yüksek karlılık, %22 daha yüksek verimlilik,%10 daha fazla müşteri bağlılığı, %65 daha düşük personel değişim maliyeti kazandırır.

Sözün özü: İnsan kaynağı bir iş yerindeki en önemli unsurdur ve insana yapılan yatırım şirketin geleceğine yapılan yatırımdır.


 
Paylaş:
E-BÜLTEN KAYIT
Güncel makalelerimizden haberdar olmak için e-bültene kayıt olun!
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin!
E-Bülten Kayıt